Skip links

KKTC Hukuku’nda Hastanın Özerkliği

KKTC Hukuku’nda Hastanın Özerkliği

  • İÇİNDEKİLER
  • A)Hastanın Özerkliği Nedir?……….
  • B)Hastanın Tedaviyi Kabul Etmesi-Hasta Hakları Yasa Tasarısı(Tıbbi Müdahalede Hastanın Onay Hakkı ve Onayın Kapsamı)
  • C)Rıza
  • aa)Hastanın Rızası
  • bb)Hastanın Rızası Olmaksızın Tıbbi İşleme Tabi Tutulmama Hakkı
  • cc)Bilgilendirilmiş Rıza
  • dd)Bilgilendirilmiş Rıza Türleri
  • ee)Bilgilendirmenin Tarafları
  • D)Rıza Aranmayan Haller
  • E)Hastanın Tedaviyi Reddetmesi-Hasta Hakları Yasa Tasarısı(Tedaviyi Reddetme ve Durdurma)
  • F) Yararlanılan Kaynaklar

A) HASTANIN ÖZERKLİĞİ NEDİR?

  • Hasta özerkliği, hastaya daha geniş ve isteğe uygun sağlık hizmeti alma olanağı sunarken, hasta güvenliği, hastanın talep ettiği sağlık hizmetlerinde olası zarar görme riskini en aza indirmeyi amaçlamaktadır.Otonomi, muhtariyet ya da özerklik; herhangi bir dış baskı olmadan yani; özgür bir şekilde, düşünebilme, değerlendirme, karar verebilme ve kararın uygulanmasını içinde taşır. Çok geniş bir anlam içeren özerklik, uygulamada hastane ve hekim seçme, sunulan tıbbi müdahaleyi kabul ya da reddetme ve aydınlatılmış onam gibi belirli kavramlara indirgenmiştir.

B) HASTANIN TEDAVİYİ KABUL ETMESİ

  • Hasta konumuna gelen her insanın tedavi görme hakkı devlet tarafından güvence ve korunma altına alınmıştır.
  • KKTC Anayasası m. 45:
  • “Devlet, herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım görmesini sağlamakla ödevlidir”.
  • Her hasta devletin de korumaya aldığı bu tedavi görme hakkını kabul veya reddedebilir.
  • Bunun için hastanın rızası önemlidir. Burada önemle durulması gereken konu rıza ve bilgilendirilmiş rızadır.

C) RIZA

  • aa)Hastanın Rızası
  • Tıbbi müdahale doğrudan doğruya kişinin vücut bütünlüğüne ve kişilik haklarına karşı bir eylem olduğu için rıza bizzat tıbbi müdahaleye maruz kalacak olan hasta tarafından verilmelidir. Bazı hallerde hastanın rızasının dışındaki kişilerden de alınması mümkündür.
  • Hastanın rıza verebilmesi için tıbbi müdahalenin anlamını ve sonuçlarını kavrayabilecek akli yeteneğe sahip olması gerekir. Diğer bir anlatımla, rıza bir hukuki işlem olduğundan her hukuki işlemde olduğu gibi burada da hukuki işlemin geçerlilik koşullarının oluşması gerekmektedir. Buna göre, rıza verecek olan hasta 18 yaşını doldurmuş olmalı;rızanın hüküm ve sonuçlarını anlayabilecek akli kapasiteye sahip ve kısıtlı olmamalıdır.
  • Hastanın rıza veremeyecek durumda olması yani bilincinin yerinde olmaması halinde ise rıza hastanın yakınlarından alınır. Burada, ‘‘yakın’’ kelimesinin kapsamının belirlenmesi gerekmektedir. Genellikle hastanın yakınlarından, hasta ile kan bağı olan kişiler anlaşılmalıdır. Kan bağının derecesi ise önemli değildir. Rıza alınabilecek bir yakının olmaması halinde ise rıza alınmaksızın hastaya tıbbi müdahalede bulunulabilir. Burada, kanun taradından korunan bir üstün yararın olduğu kabul edilmektedir. İnsan hayatını kurtarmakla ortaya çıkan fayda, rızadan daha önemlidir.
  • Hastanın rıza verdikten sonra bilincinin kapanması halinde ise artık yakınlarının verilen rızayı geri alma yetkisi bulunmadığı kabul edilmektedir. Gerçekten de akli yeteneği yerinde olarak kendisine tıbbi müdahalede bulunup bulunulmayacağı konusunda karar veren hastanın daha sonra bilincinin kapanması ya da akli yeteneğinin kaybolması halinde verdiği rızayı geçerli sayarak tıbbi müdahaleyi yapmak gerekmektedir. Ancak, böyle bir durumun söz konusu olabilmesi için rızanın verilmesi ile hastanın bilincinin kapanması arasında geçen sürenin çok daha az olması gerekmektedir. Aksi takdirde, yani rızadan uzun zaman sonra yapılacak bir tıbbi müdahale için tekrar rıza alınmalıdır.
  • Hasta, sağlık durumu hakkında bilgi almak ve tıbbi müdahaleye rıza göstermek üzere bir başkasına da yetki verebilir. Verilen yetkinin belgelendirilmesi gereklidir.( m. 16/11).
  • Hasta Hakları Yasa Tasarısında da onaya ilişkin yer verilmiştir.
  • ‘‘Hastanın, uygulanacak tıbbi müdahale için verdiği onay, bu müdahalenin gerektirdiği sair tıbbi işlemleri de kapsar. Ancak, tıbbi işlemlerin uygulanmasında, bu Yasada ve diğer mevzuatlarda belirlenen hakların ihlal edilmemesi için azami ihtimam gösterilir(6.Kısım 23/6)’’.
  • bb)Hastanın Rızası Olmaksızın Tıbbi İşleme Tabi Tutulmama Hakkı
  • Kamu Sağlık Çalışanları Yasası, tıbbi müdahalede hastanın rızası olmaksızın tıbbi işleme tabi tutulamamasını hem sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde gözetilecek temel ilkeler arasında hem de kamu sağlık çalışanlarının ödev ve sorumlulukları arasında saymıştır. Sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde gözetilecek temel ilkeler bakımından bu hak, şöyle düzenlenmiştir:
  • ‘‘ Hekimlerin yapacakları her çeşit işlem için hastanın onayını almaları zorunludur; tıbbi zorunluluklar ve yasalarda belirtilen durumlar dışında, onayı olmaksızın kişinin vücut bütünlüğüne ve diğer kişilik haklarına dokunulamaz(m.5 f.7)’’. Kanaatimizce, hükümde belirtilen ‘hekimlerin yapacağı her çeşit işlem’den kasıt, tıbbi müdahaledir. Tıbbi müdahale, tıp mesleğini icraya yetkili kişilerin bedensel,fiziksel,ruhi bir noksanlığını teşhis ve tedavi etmek amacıyla yapılan, tıbbın sınırları içinde kalan her türlü müdahaledir.
  • Öte yandan, kamu sağlık çalışanlarının ödev ve sorumlulukları bakımından hastanın rızası olmaksızın tıbbi işleme tabi tutulmama hakkı şöyle düzenlenmiştir: ‘‘Acil durumlar dışında hekim, hastasını veya hasta yakınlarını, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatmakla yükümlüdür’’(ö.10 f.3). İki hükümde de belirlenen esaslara göre, tıbbi müdahalelerde hastanın rızası gerekir.

cc) Bilgilendirilmiş Rıza

  • KKTC’de yürürlükte olan mevzuatta bilgilendirilmiş rızanın nasıl olacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak, Hasta Hakları Yasa Tasarısı’nda ayrıntılı bir düzenleme yapılmıştır. Tasarıya göre, ‘‘rıza olmaksızın ve verdiği rızaya uygun olmayan bir şekilde tıbbi muameleye tabi tutulamaz. Bilgilendirilmiş Rızanın yazılı veya sözlü olarak alınması usul ve esasları Bakanlık tarafından hazırlanıp Bakanlar Kurulunca onaylanacak ve Resmi Gazete’de yayımlanacak bir tüzükle düzenlenir.(md21/1)’’.
  • Tasarı, aydınlatılmış rıza kavramı yerine bilgilendirilmiş rıza kavramını kullanmaktadır. Bu konuda, doktrinde en çok tartışılan konulardan biridir. Birçok yazar, burada aydınlatma değil bilgilendirme olduğunu savunmaktadır. Bunlara göre, bilgilendirme aydınlatmadan daha geniş bir kavramdır. Öte yandan, buna karşı çıkanlar ise aydınlatma ile bilgilendirme arasında bir fark olmadığını iddia etmektedirler. Görüş farklılıklarına rağmen, aydınlatılmış rıza kavramı daha yaygın olarak kabul edilmektedir.
  • Bilgilendirilmiş rıza, hastanın rızasının ön koşuludur. Yani hastanın tıbbi müdahaleye rıza verilebilmesi için bilgilendirilmesi gerekmektedir. Böylece, hastanın hekime başvurması ile kendisine yapılacak olan her türlü müdahaleyi kabul etmediği, bu müdahaleleri kabul edebilmesi için müdahale hakkında bilgis olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Hasta bu bilgilendirmeden sonra rıza vermelidir. Bilgilendirmeden önce verilen rıza hukuken geçersizdir.
  • Tıbbi müdahale hastanın vücut bütünlüğüne karşı yapılan eylemlerden oluştuğu için, tıbbi müdahaleye rıza, aynı zamanda bu tür eylemlerin hukuka aykırılığını da ortadan kaldırmaktadır. Rızada olduğu gibi bilgilendirmede de hastanın kendi geleceğini belirleme hakkı kapsamında, hastanın tıbbi müdahaleye ilişkin tedaviyi kabul edip etmeyeceği ile hastanın hastalığının tedavisine ilişkin seçenekler hakkında karar verme sürecine dahil olabilmektedir.
  • Bilgilendirmenin temel amacı, bilgi eksikliğini gidermektir. Kural olarak, hekim, tıbbi müdahaleye rıza gösterip göstermeme hususunda hastanın kararını etkileyebilecek her şeyi hastasına bildirmelidir. Dolayısıyla bilgilendirme yapılırken bilgilendiren ve bilgilendirilenin birbirini net bir şekilde anlaması gerekir. Yapılan bir araştırmaya göre bilgilendirme formların anlaşılabilirlik oranının kamu hastanelerinde %92,5, özel hastanelerde ise %53,8 olduğu tespit edilmiştir. Bilgilendirme ne kadar geniş ve detaylı olursa, o kadar iyi bilgilendirme olduğu her zaman doğru değildir.
  • Zira detaylı bilgilendirme, bilgilendirilenin, yani konumuzda hastanın kafasının karışmasına sebep olabilmektedir. O halde, hastanın bilgilendirilmesi, sadece genel hatlarıyla ve kafasındaki soru işaretlerini kaldıracak kadar olmalı; detaylı bilgilendirmeler sadece hastanın sorusu üzerine olmalıdır. Bu noktada sadece tıp bilimine özgü bir durum ortaya çıkmaktadır. Hekim, hastasına genel hatlarıyla ve psikolojisinin kaldırabileceği miktarda bilgi vermelidir.
  • Tasarıda bilgilendirme ile ilgli olarak şekil serbestisi getirilmiştir. Sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Ancak hekimin bilgilendirmeyi yazılı bir şekilde yapması, ispat kolaylığı sağlaması açısından hekimin lehine olacaktır.
  • Tasarıda, bilgilendirmenin zamanı konusunda ise bir hüküm bulunmamaktadır. Baskın görüş bilgilendirmenin zamanın somut olayın koşullarına göre tespit edileceği yönündedir. Buna göre, acil durumlarda bilgilendirme hemen yapılmalıdır. Acil durum dışındaki tıbbi müdahalelerde ise bilgilendirme, hastanın kendisine uygulanacak tedaviyi değerlendirmesi ve düşünmesi için bilgilendirme ile rıza arasında zaman kalacak şekilde yapılmalıdır. Her halukarda bilgilendirme, tıbbi müdahaleden önce olmalıdır.

dd) Bilgilendirilmiş Rıza Türleri

  • Tasarıda düzenlenmemiş olmakla beraber bilgilendirmenin yapılma amacı, yapıldığı amaç bakımından farklı şekillerde adlandırılmaktadır. Bu niteleme hukuki fonksiyon bakımından bir fark yaratmamaktadır.
  • Bilgilendirilmiş rıza türleri sırasıyla;
  • Teşhis Bilgilendirmesi
  • Süreç Bilgilendirilmesi
  • Riziko Bilgilendirilmesi
  • Koruma Bilgilendirilmesi
  • Diğer Özel Bilgilendirilme Türleri

ee)Bilgilendirmenin Tarafları

  • Bilgilendirme Yükümlüsü
  • Bilgilendirilecek Olan Kişi
  • Bilgilendirilmiş Olan Rızanın Aranmadığı Haller

D)Rıza Aranmayan Haller

  • İntihar Girişimi Halinde Tıbbi Müdahale
  • Bir Suç Delilinin Ortaya Çıkarılması Amacıyla Tıbbi Müdahale
  • Kamu Sağlığı Açısından Zorunlu Olan Haller
  • Diğer Haller

E) Hastanın Tedaviyi Reddetmesi

  • Hastanın tedaviye onay vermesi yanında kendisine uygulanması planlanan tüm tedavi yöntemlerini reddetmesi de mümkündür. Kişinin kendi geleceğini belirleme özgürlüğü kapsamında böyle bir hakkın kullanılabilmesi için hastanın hastalığı ve tedavisi ile ilgili tüm konularda aydınlatılmış olması ve bu aydınlatılma sonucunda karar vermiş olması gerekmektedir. Bu hakkın kullanılabilmesi için hasta tam ehliyetli olmalıdır. Tedaviyi reddetme hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan dolayı tam ehliyetliler dışında kalan kişilerin yasal temsilcilerinin bu hakkı kullanabilmesi sınırlıdır.
  • Sonucunda ölüm dahi olsa karar verme kapasitesine sahip her bir kişi önerilen tedavi yöntemini ya da girişimi reddetme hakkına sahiptir ve bu hak yasalarla güvence altına alınmıştır.
  • Ancak ret kararının bilgi eksikliğinden, yanlış anlamadan kaynaklanmaması ve gönüllülükle verilmiş olması önemlidir.
  • Hasta ancak ölümcül,bulaşması durumunda ölüme sebebiyet verici gibi ciddi durumlarda kamu sağlığı ve düzeni açısından önem arz eden ve durumlarda tedaviyi reddetme hakkına sahip değildir.
  • Hasta Hakları Yasa Tasarısı’nda tedaviyi reddetme şu şekilde ele alınmıştır: ‘‘Toplum sağlığını tehlikeye sokacak hastalıklar dışında ve doğabilecek olumsuz sonuçların sorumluluğu hastaya ait olmak üzere; hasta kendisine uygulanması planlanan veya uygulanmakta olan tedaviyi reddetmek veya durdurulmasını isteme hakkına sahiptir. Bu halde, tedavinin uygulanmamasından doğacak sonuçların hastaya veya kanuni temsilcilerine veyahut yakınlarına anlatılması ve bunu gösteren yazılı belge alınması gerekir. Bu hakkın kullanılması, hastanın sağlık kuruluşuna tekrar müracaatında hasta aleyhine kullanılamaz(6.Kısım 24)’’.

Yararlanılan Kaynaklar

  • KKTC Sağlık Hukuku- Yar.Doç.Dr. Şölen Külahçı
  • KKTC Hukuku’nda Tıbbi Müdahalenin Hukuka Uygunluğu-Emir Ali Gürler
  • Hasta Hakları Yasa Tasarısı
  • KKTC Anayasası
  • Medimagazin Tıp Gazetesi                                                           

Av. Mehmet AYTAÇ